KYK Blog

- Hayatın İçindeki Blog

Yapı Sektöründe Su Yalıtımı ve Güçlendirmenin Önemi

Yapı Sektöründe Su Yalıtımı ve Güçlendirmenin Önemi

Tekstil malzemeler 1980’li yıllardan beri betonarme veya yığma yapı elemanlarını güçlendirme amaçlı kullanılsa da uygulama sıklığı özellikle son yıllarda dikkate değer artış göstermiştir. Tekstil malzemeleri yıllardır binalarda kullanılmaktadır. Bu malzemelerin kullanımı sentetik liflerin kullanımı ile artmıştır. Günümüzde hava alanları, stadyumlar, spor salonları, fuar ve gösteri merkezleri, askeri ve endüstriyel depolar gibi yerlerde bu malzemeler oldukça sık kullanılmaktadır. İnşaat tekstillerinin inşaat sektöründe kullanılmaya başlanmasıyla binalara hem esneklik ve mukavemet kazandırılarak depremle mücadelede önemli bir yol kat edileceği hem de tekstil materyallerinin sağlayacağı çeşitlilikle mimari açıdan estetik binaların inşasına hız kazandırılacağı aşikardır. Ayrıca tekstil malzemelerinin uygulanabilirliğinin kolay olması ve maliyet açısından çok külfetli olmayışı tercih sebebi olmaktadır.

Günümüzde artan doğal afetler, özellikle depremler, binaların dayanıklılığı ve güvenliği konusunda önemli bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bu nedenle, yapıların tasarımı ve inşası, olası risklerle başa çıkabilme kapasitesine odaklanmalıdır. Depreme dayanıklı yapılar için su yalıtımı ve güçlendirme gibi unsurlar hem yapıların ömrünü uzatmak hem de can güvenliğini sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Bu unsurlar doğru bir şekilde uygulanırsa, yapıların dayanıklılığı artar ve can kayıpları en aza indirilir.

2023 yılı vahim deprem felaketi ardından, mevcut kusurlu yapı stokumuzu gerekli güvenlik seviyesine çıkarılmasına katkı sağlamak adına 4 ürün, 12 ürün çeşidinden oluşan “CFRP- Karbon Fiber Kompozit Yapısal Güçlendirme Sistemimizi” de ürün gamımıza dahil etmiş bulunmaktayız. MegaKarbon Wrap 300 K918, yüksek çekme dayanımına sahip tek doğrultulu karbon kumaştır. İplik şeklindeki karbon lifler ile dokunan kumaş, kolaylıkla şekil almakta ve özel epoksi reçinesi MegaPro Epo Y501 ile birlikte uygulandığında rijit hale gelmektedir. MegaKarbon Plate K919; betonarme kiriş ve döşemelerin eğilmeye karşı güçlendirilerek yük taşıma kapasitelerinin arttırılmasında ve güçlendirilmesinde kullanılır. Yapının çeşitli dış etkenler (deprem, araç çarpması vs.) nedeniyle yapısal olarak zarar görmesi sonucunda güçlendirilerek, servis ömrünü artırmak amacıyla kullanılır. MegaKarbon Plate K919 ürününün, uygulanacak yüzeylere yapıştırılması için özel olarak geliştirilen MegaPro Epo Y502 ürünü ile kullanılması gerekmektedir.

KYK Yapı Kimyasalları olarak güvenilir ve dayanıklı yapılar oluşturmak üzere tasarladığımız CFRP – Karbon Fiber kompozit yapısal güçlendirme sistemimiz ve yüksek performanslı yapısal onarım harçlarımız çimento esaslı MegaTamir T100, epoksi esaslı MegaTamir T500 ve T900 serilerimiz, enerji verimliliği ve performans odaklı “Mantotherm” ısı yalıtım sistemlerimiz gibi birçok çözüm ve hizmet üretmekteyiz.

Yapıların depreme dayanıklılığını artırmak için güçlendirme önlemleri almak kritik bir gerekliliktir. Güçlendirme, deprem sırasında oluşabilecek hasarı en aza indirmeyi hedefler, mevcut yapıların taşıma kapasitesini artırarak deprem etkisi altında daha dirençli olmalarını sağlar.

Betonarme kolonların sarılması, betonarme kirişlerin takviye edilmesi ve zayıf noktaların güçlendirilmesi gibi yöntemlerle yapıların dayanıklılığı artırılabilir. Ayrıca, çelik çerçeve eklemeleri ve perde duvar takviyeleri gibi ek güçlendirme önlemleri de alınabilir. Bunun için yapısal güçlendirme teknikleri ve malzemeleri kullanılır.

Ülkemiz ve gelişmekte olan ülkelerdeki yapı stokunu oluşturan yapıların büyük bir kısmı deprem esnasında arzu edilen sünek davranışı göstermekten oldukça uzaktır. Bu yapılar depreme dayanıklı yapı tasarımı açısından modern yönetmeliklerde verilen kuralları sağlamamakta olup, genellikle inşa edildikleri yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklerin öngördüğü koşulları dahi sağlamamaktadır. Bu nedenle, bu yapılar literatürde genellikle standart altı yapı olarak adlandırılmaktadır. Bu standart altı yapıların deprem ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olması adına güçlendirme işlemi büyük rol oynamaktadır.

Son yıllarda beton ve betonarme yapılarda basınç dayanımı kadar darbe dayanımının da çok önemli bir kriter olduğu benimsenmiştir. Gelişmekte olan ülkemizde artan tüketim ihtiyaçlarının karşılanması ve yaşam kalitesinin arttırılması için başta nükleer santraller, askeri yapılar, havaalanı pistleri, demiryolları, köprüler, tüneller olmak üzere birçok yapı inşa edilmektedir. Bu yapıların kullanım ömrü boyunca darbe etkilerine maruz kaldıklarından dolayı herhangi bir güvenlik sorununa yol açmaması için darbe dirençlerinin yüksek olması gerekmektedir.

Terör saldırılarının yoğun olarak yaşandığı ülkemiz için betonların darbe dayanımlarının önemi ayrıca ortaya çıkmakta olup bu alanda bilimsel araştırmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu bağlamda CFRP güçlendirme malzemelerinin en çekici uygulamalarından biri dayanım ve süneklikte dikkate değer artışlarla sonuçlanabilen betonarme elemanlar için dayanım arttırıcı malzeme olarak kullanılmalarıdır. Nükleer santraller, köprü kirişleri, yüksek basınç gerilmeleri altında kalan taşıyıcı sistem elemanları ve köprü ayakları gibi ön gerilmeli taşıyıcı sistem elemanları, darbe yüküne maruz kalabilirler. Bu tip elemanlar darbe yüküne karşı belirli bir güvenlik payı ile tasarlanmalıdır ve günümüzde bunun için yapılan çalışmalar artmaktadır. Darbeye dayanıklı betonarme yapılara olan talep artmakta ve bu nedenle, bu tür yapılar için analiz ve tasarım yöntemleri geliştirmeye yönelik birçok yeni deneysel çalışma yapılmıştır.

Geçmişte yapı güvenliğini tehdit eden en önemli tehlikelerden biri olan korozyon ve korozyonun engellenmesi için gerekli olan “su yalıtımı” konusu yeterince önem görmemiştir. Depremde hasar gören binalarda yapılan incelemeler, korozyonun oluşan hasarlar üzerindeki etkisinin ne kadar yüksek olduğunu göstermiştir.

Su, yapıların en büyük düşmanlarından biridir. Yapı malzemelerine nüfuz eden su, zamanla yapısal bütünlüğü zayıflatabilir ve çeşitli hasarlara neden olabilir. Su, bir yapı için hem içeriden hem de dışarıdan zararlı olabilir. Depremler sırasında, yapısal bütünlüğü etkileyebilecek çatlaklar ve deformasyonlar oluşabilir. Bu durum, suyun yapı içine sızmasına ve rutubet oluşmasına yol açabilir. Rutubet, yapı malzemelerinin çürümesine, küflenmesine ve yapısal dayanıklılığın azalmasına neden olabilir. Ayrıca, suyun sızması, elektrik tesisatı gibi yapı elemanlarına zarar verebilir ve yangın riskini artırabilir.

Su yalıtımı, yapıyı suyun zararlı etkilerinden korur ve dolayısıyla yapısal dayanıklılığını artırır. İyi bir su yalıtımı, yapı malzemelerini korur, iç mekanların kullanılabilirliğini artırır ve bakım maliyetlerini azaltır. Ayrıca, su yalıtımı, yapıya uzun ömürlülük kazandırır ve deprem sonrası onarımların maliyetini azaltır.

Su yalıtımı olmayan yapılarda, beton içine sızan su etkisiyle korozyon meydana gelir. Korozyon sonucunda donatının enkesitinde azalma olur. Zamanla çatlama ve parçalanmadan dolayı betonla donatı arasındaki bağ zayıflar ve yapı deprem güvenlik seviyesini karşılayamaz hale gelir.

KYK Yapı Kimyasalları olarak gerek mevcut yapılarda gerekse yeni inşa edilen yapılarda, yapının servis ömrünü uzatmak ve güvenlik seviyesini korumak adına geliştirdiğimiz; Bitüm Emülsiyon, Akrilik, Poliüretan gibi 7 farklı bağlayıcı grubunda, 24 ürün ve 26 sistemle çözümler üretmekteyiz.

2024 yılında lansmanını yaptığımız “Solventsiz ve Ekolojik” Poliüretan yeni ürün grubumuz Megaİzo S800 serimiz ile hem uzun ömürlü ve yüksek performanslı çözümler sunmakta hem de sürdürülebilir bir gelecek için doğa dostu üretim ve çevreci çözümler üretmekteyiz.

Su yalıtımı ve yapı güçlendirmesi, depreme dayanıklı yapıların oluşturulmasında temel unsurlardır. Su yalıtımı, yapıyı suyun zararlı etkilerinden korurken, güçlendirme işlemleri yapıyı depreme karşı daha dayanıklı hale getirir. Doğru uygulandığında, bu önlemler yapıların ömrünü uzatır, bakım maliyetlerini azaltır ve en önemlisi de insan hayatını korur. Bu önlemler, depremlerin yıkıcı etkilerini en aza indirerek, insanların güvenliğini ve yapıların dayanıklılığını sağlar. Özellikle deprem riski yüksek olan bölgelerde, yapıların bu yöntemlerle güçlendirilmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu nedenle, yapı sektöründe su yalıtımı ve yapı güçlendirmesine yönelik daha fazla yatırım yapılması ve gelecek nesillere daha güvenli yapılar bırakabilmek için su yalıtımı ve güçlendirme gibi önlemlerle hareket etmek, yapı sektöründe temel bir sorumluluktur.

Sonuç olarak, depreme dayanıklı yapılar için su yalıtımı ve güçlendirme, yapıların dayanıklılığını artırırken aynı zamanda can güvenliğini sağlar. Bu önlemler, hem bireylerin hem de toplumun yaşam kalitesini artırırken, doğal afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirir. Bu nedenle, yapı sektöründe su yalıtımı ve güçlendirme uygulamalarına daha fazla önem verilmelidir.

KAYNAKÇA


Dergipark
Dergipark
Tekstilbilgi
İTÜ